Çocuklarla Medikal Sanat Terapisi
Aslıhan Özcan
Günümüzde tüm dünyada bütüncül tıp giderek önem kazanıyor. Hastayı sadece tanı olarak değil; beden, akıl ve ruh olarak bir bütün şeklinde ele alma ve her alanda iyileşme sağlama fikri yaygınlaşıyor. Bedeni iyileştirirken, hastalıkla ilgili travmalarla baş etmek ve yaşam kalitesini arttırmak için psikolojik destek sağlamak çok önemli. Hem çocuklara hem de yetişkinlere destek verebilmek için pek çok bütüncül tıp yöntemi ortaya çıkmaya başladı. Buyöntemler aslında geniş bir yelpazedeki farklı yaklaşımların tedavi ile birlikte kullanılması ile, geleneksel tıpı destekliyorlar. Hastaların umutsuzluk hissi ile başa çıkmasına yardımcı oluyor ve hastalığın kontrolünde olma hissi sağlıyorlar. Bu yöntemlerden biri olarak kabul edilen ve medikal travmalarla baş etmek için sanatsal ifadeyi ve keşifi kullanan bir yöntemlere de “medikal sanat terapisi” deniyor. Medikal sanat terapisi, hastaların beyin gücünün fiziksel sağlıklarını etkileyebileceği inancını taşıyor ve bu nedenle iyileşme için yaratıcılığı tetikleyerek yaşam kalitesini arttırmayı hedefliyor. Medikal sanat terapisi yurtdışında farklı pek çok hastalık ile çalışırken kullanılmakta. Böbrek hastalıkları, diyabet, astım, kanser, romatoid artritgibi kronik hastalıklar, kronik ağrılar, ağır yanık gibi bedensel travma tedavileri bunlardan bazıları. Özellikle kanser tanısı almış ve tedavi sürecindeki hastalarla medikal sanat terapisinin olumlu etkilerini gösteren araştırmalar çok fazla. Sanat terapisi hastaların fiziksel, duygusal, ruhsal deneyimlerini birleştirmelerini kolaylaştırıyor, yaratıcılıklarını harekete geçirerek süreçlerle baş etmelerine yardımcı oluyor. Kanser özellikle çocuklar için ifadesi kelimelerle zor duygular ve deneyimler yaşatır. Bu duygular ve deneyimlerle başa çıkmak için, sözlü ifadeden farklı bir yöntem sunan sanat terapisi hastalık teşhisi ve tedavi süreci sırasında oluşan travma hisleriyle başa çıkmada yardımcı olur. Çocukların tedavi süreçlerini anlamlandırmalarını kolaylaştırıyor, hikayelerini anlatmalarını sağlıyor ve benlik imgelerini tekrar oluşturmalarına olanak tanıyor. İşte bu sebeplerle, kanserli çocuk hastalar ile çalışırken medikal sanat terapisi çok sık kullanılıyor. Yurtdışında olduğu gibi Türkiye’de de çocukluk çağı kanseri ile mücadele eden pek çok çocuk var. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2017 verilerine göre, Türkiye genelinde her 5 ölümden 1'i kanser sebepli. Amerikan Kanser Derneği'nin 2015'te yayınladığı "Kanser Atlası"na göre, Türkiye'de kanser, her yıl ortaya çıkan 148 bin civarındaki yeni vaka ve 91 bin 800 kansere bağlı ölüm düşünüldüğünde, "önemli bir halk sağlığı sorunu”. Türkiye Pediatrik Onkoloji Grubu ülkemizde yılda yaklaşık 2 bin 500 çocuğa kanser tanısı konduğunu belirtiyor. Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’nın verilerine göre, 1960’lı yıllarda % 5’i iyileştirilebilen çocuklukçağı lösemilerinin günümüzde % 75-80’i şifa bulmakta. Hodgkin hastalığı ve böbrek tümörü Wilms % 90oranlarında, Hodgkin-dışı lenfoma hastalığı % 75 oranında iyileşiyor. Yani hasta olan pek çok çocuk sonrasında hayatına sağlıklı bir şekilde devam ediyor. Bu çocukların psikolojik olarak da desteklenmeleri, tedaviyi daha iyi takip edebilmeleri, hastalık tanısı ve yıpratıcı tedavi süreci ile daha kolay başa çıkabilmeleri, fiziksel olarak kendilerini daha iyi hissedebilmeleri, depresyon ve kaygı gibi duygusal problemlerden daha az etkilenmeleri ve tedavi sonrasında normal hayata adapte olabilmeleri için gerekli. Ülkemizde de medikal sanat terapisi bu hasta grubu ile çalışırken kullanılıyor. Çocuk hastalarda, sanatsal ifade yollarına başvurmak iletişim kurmayı çabuklaştırıyor ve tedavi ekibine karşı oluşabilen direnci azaltıyor. Yaratıcılığı tetikleyerek, problem çözme becerilerinin gelişmesini sağlıyor ve olumsuz duygularla alternatif başa çıkma yöntemleri bulunmasını kolaylaştırıyor. Sanat terapisinde tam olarak neyin iyileştirici olduğunu söylemek zor olsa da, araştırmalar sanat ile uğraşırken çocukların bedenlerinde pek çok olumlu fizyolojik değişiklik olduğunu gösteriyor. Travmanın beyindeki etkisinin de bu şekilde fizyolojik olarak azaldığı düşünülmekte. Ayrıca sanat yaparken otonom sinir sistemi, vücuttaki hormonların düzeyi ve beyindeki nöro-iletkenler de olumlu şekilde etkileniyor. Bu olumlu değişikliklerin medikal sanat terapisi ile çalışan kişilerin bağışıklık ve sinir sistemini güçlendirdiği düşünülüyor. Araştırmalar, sanat ile uğraşırken kalp ritminin düzenlendiğini ve nefesin dengelendiğini gösteriyor. Çocuklar da sanat üretiminden sonra benzer değişikliklerden sıkça bahsediyorlar. |
|