“ESİNLERİMİZ EŞLİĞİNDE ANLAM ODAKLI YAKLAŞIM''
9 Mart 2020 tarihinde Container'da gerçekleşen Sanat Psikoterapileri Haftası Açılış Etkinliği'nde Duygu Seda Tomru tarafından yapılan konuşmanın metnidir.
İnsan’ın kendisiyle, birbiriyle, doğayla, dünyayla kurduğu ilişkide anlama, anlamlandırma ihtiyacı önemli bir yer tutar. Bu süreçte insanı ilk çağlardan bu yana destekleyen; içinde duyduğu bir ses olarak tasvir ettiği ve esin perileri olarak mitolojide görünür kıldığı “esinlenme edimi”’dir.
Esin; etkilenme, çağrışım ile akla gelen yaratıcı duygu ve düşünce olarak sözlükte karşılık bulur ve yaratıcılığın olmazsa olmazlarındandır.
Kültürel, sanatsal, bilimsel gelişimin bir parçası olan esin yanı sıra kişisel gelişim ve farkındalığın da bir parçasıdır.
Sanat Psikoterapileri Haftası 2020 için seçilen; “Uygulamada Çeşitlilik Alandaki Farklı Psikoterapi Ekollerinin ve Felsefi Yaklaşımların Sanat Terapisi Uygulamalarına Yansımaları” temasını düşündüğümde Baldassare Peruzzi’nin “Apollon ve Esin Perilerinin Dansı” adlı tablosunu anımsıyorum. Yunan Mitolojisi’nden esinlenilen bu tabloda Apollon; aydın, durgun, ölçülü gücü simgeler. Işıktır, aydınlanmadır; doğayı görme, varlığı akılla algılama ve akla dayanan yöntemle biçimlendirme yeteneğidir. Bu güç ve yetenek, Esin Perileri ile dans ettiğinde ise yaratıcı nitelik kazanır ve sentezler oluşmaya başlar.
Peruzzi’nin resmindeki Esin Perileri; günümüzde Sanat Psikoterapilerinin yöntemlerini oluşturan Yaratıcı Sanatlar Dallarını da simgeler.
ŞİİR, RESİM, DRAMA, MÜZİK VE DANS
Sanat Psikoterapileri akla dayalı bilimsel ekoller ile çağrışımları, duyguları ve yaratıcı düşünceleri yansıtan ifade biçimlerinin bir sentezidir.
Freud ve Adler sonrasında 3. Viyana Ekolü olarak adlandırılan Viktor Frankl’ın geliştirdiği Varoluşçu Analiz, Logoterapi anlayışı da Sanat Psikoterapileri ile sentezlenmiş yaklaşımlardan biridir.
Marianne da Silva Prado 2012 yılında bu alanda yazılmış ilk kitabı yayınlamıştır. Kitabın ismi Viktor Frankl’ın en bilinen yapıtı “İnsanın Anlam Arayışı”’nı da çağrıştıran “Logo Art; Sanat Aracılığıyla Anlam Arayışı”’dır. Logo Terapi ekolü ile Sanat Terapi yöntem ve tekniklerini kaynaştırdığı özgün bir yaklaşım geliştirmiştir. Prado kitabında Logo Art ilkelerini şöyle anlatır.
● LogoArt; yaşamın her koşulda bir anlamı olduğunu ve her insanın yaşamının tekrarı olmayan anlarında gizli anlamları bulması gerektiğini savunan Logoterapi’ye kısmen dayanır.
● Terapist, her bireyin belirli sınırlar içinde dönüşüme yol açan seçimler yapmakta özgür olduğunun farkındadır. Danışan değiştirilmesi mümkün olmayan zorlu koşullar içerisinde (çaresiz bir hastalık tanısı konması, bir yakının kaybı vb.) tutum değişikliği sergileme özgürlüğüne sahiptir.Terapist Danışan’ın içinde bulunduğu değiştirilemeyen zor koşullar ile ilgili bir algı değişikliği yaşamasına destek olur. Algı değişikliği ardından tutum değişikliği hayata geçirilebilir. ● Terapist, V.Frankl ekolünde tanımlanan öz uzaklaşma (kendine mesafeden bakma) ve öz aşkındalık (değerler, anlamlar dünyasına açılabilme) hallerini Danışan’ın deneyimlemesini sanatsal yöntemler kullanarak sağlar. ● Yaratıcı süreç içinde Danışan’ın “Bu koşullar içerisinde yaşam bana ne soruyor, benden ne bekliyor?” gibi sorular sormasını ve kendisi için önemli değerleri fark etmesini sağlar.Değerlerin keşfi kişinin anlam arayışının temel unsurlarındandır. Kişi, anlamı bilinç düzeyinde geliştirir. ● Terapist, Danışan’ın bilincinde beliren anlamı ve bu anlam ile ilgili kişisel potansiyelini fark etmesine yardımcı olur. Kişinin yaşamında her ne olursa olsun “otantik” bir tutum sergilemesine destek olur. İlkelerine değindiğim LogoArt; sanat aracılığıyla anlam arayışı; burada-şimdi’ye odaklanan “renkler, şekiller, hareketler” gibi sembolik dil ile felsefeyi “ontik” yaklaşım ve fenomenoloji’yi sentezler. Sembolik dil; esinlerin dilidir, sanatsal ifadedir. Felsefik boyut ise; insanın her an hayat ile etkileşim halinde olan akılcı yanı; anlam arayışıdır. Frankl’a göre “Kişi varolandır. Kişi herhangi bir anda olabileceği olasılıklar çerçevesinde, bu olasılıklar için veya karşıtı ile ilgili alacağı kararlarla varolur.” İnsanın anlam arayışı ömrünün son anına kadar sürer. Kişi tutumunu seçme özgürlüğüne sahiptir ve karar verip eyleme geçme sorumluluğunu almalıdır. Anlam; ihityaçlarla (mutluluk, başarı, güç vb) ilgili değildir. Anlam; değerler ile kişinin özüne uygun (otantik) tutumuyla ilgilidir. LogoArt’ta Terapist, Danışan’ı hayatın değişen ritmi içerisinde kendi otantik tutumunu seçmeye odaklanmaya hazırlar. Bu seçim ve karar almaya odaklanan hazırlık yaklaşımı tüm sanatsal yaratım sürecine yayılır. Yaratıcı süreç içerisinde somut olan ifadeden soyut olan ifadeye ulaşılmasına yardımcı olunur. Çünkü somut ifade; genelde geçmiş ve ihtiyaçlarla ilgilidir. Soyut ifade ise; burada-şimdi ve gelecek hedefleriyle yani kişinin potansiyeli ile ilgilidir. LogoArt; Kişilerin koşullar her ne olursa olsun özgür bir biçimde kendi potansiyellerini yaşamlarına katmalarına yardımcı olur. Burada sözü edilen özgürlük Viktor Frankl’ın dilinden şöyle açıklanabilir. “İnsan koşullardan bağımsız değildir ama koşullar karşısında kendi tutumunu belirlemekte ve tavır almakta özgürdür.” Teşekkür ederim. Duygu Seda Tomru |