“GESTALT TERAPİSİNDE DIŞAVURUMCU TERAPİLER ''
Elyan Aysoy - MSC Gestalt Terapist, UCK, SEP, ADMP
KENDİMİZ İLE İLİŞKİMİZİ GÜÇLENDİRMEK VE HAYATLA BÜTÜNLEŞMEK
Geştalt bakış açısı , içinde “whole”(bütün) kelimesinin de bulunduğu Holistik/Bütünsel bir yaklaşımdır. Gestalt’e göre Sağlık; Zihin ,Beden ve Ruh'un bir bütün olarak, uyum içinde çalışmasıdır. Hayata da bütün halinde ve anne rahminde “Bir” hücre olarak başladık.
Geştalt’ın Bütünsel ve İnsancıl yaklaşımı bize; kendimiz, başkaları, dünya, geçmiş ve gelecekle ilgili inançlarımıza yeniden bakıp sorgulamamız ve kendimizle olan ilişkimizi güçlendirmemiz için fırsatlar sunar. Esnek ve yaratıcı özellikleri ile Geştalt sadece bir terapi ekolü ya da koçluk yöntemi değil, aynı zamanda bir bakış açısı ve hayat biçimidir.
Hayatlarımızın değişmekte olduğu ve her alanda eskiden yeniye dönüşmekte olan bu yaşam sürecinde kontrol edebildiğimiz tek şey kendimizle kurduğumuz ilişki ve dışarıya dönük tepkilerimizdir. Kontrolümüz dışındaki dünyada kurban (sonuç) veya yaratıcı (sebep) olmayı seçmek bizim elimizdedir. Peki bu iki tutumdan hangisini seçeceğimiz bizi nasıl etkiler?
Pandemi dönemindeki seçimimiz; krizi aşmak ve düşük motivasyonla hayatta kalmak olabileceği gibi, bu dönemi gelişimimize katkı sunan, şimdiye kadar kullanmadığımız yetkinlikleri ve potansiyelleri harekete geçirmek için kullanmak da olabilir.
Geştalt’ın kullandığı en değerli araçlardan biri olan “Yaratıcılık ve Dışavurumcu Sanatlar” kişiye; hayatının bireysel yaşam koşullarını etkileme gücü sağlar. Geştalt bize pratikte, günlük hayatımızın her alanında kullanabileceğimiz prensipler ve yetkinlikler katar; değişmemiz için araçlar verir.
İnsanlık olarak bu bilinç dönüşümüne her zamankinden çok ihtiyacımız olduğunu hatta yaşamakta olduğumuz sürecin bize daha fazla zaman kaybetmememiz için bir uyarı olduğunu düşünüyorum. İç ve dış tehditlere karşı kendimizi içten güçlendirmeli, onarmalı ve tazelemeliyiz... Bağışıklık sistemimiz, sinir sistemi ile çok yakından bağlantılı olduğu için pandemi döneminde kendi kendimiz için bunları yapmamız bir ihtiyaç olmanın ötesinde sanki bir gereklilik gibi.
Zihin, Beden, Ruh Bütünlüğü ‘nün bozulması; kişinin kendisine has parçalarından bazılarını dışarıda bırakarak sabit ve kalıplaşmış, artık kişisel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamayan davranış biçimleri ile nevrotik bir yaşam biçimi yaratır. Yeniden bütünlük sağlamak ve sağlıklı olmak için bütünlüğümüzü bozan sabit inançlarımız, düşünce kalıplarımız ve tepkiselliğimizden arınmalı ve içimizde harekete geçmeyi bekleyen potansiyelimizi, kullanılmamış yetkinliklerimizi uyandırmalıyız.
Geştalt'e göre hepimizin doğuştan sahip olduğu, çalıştıkça gelişebilecek ve kendimizi sağlıklı kılmamıza yardımcı olacak yetkinliklerimiz nelerdir?
- BÜYÜK RESMİ görebilme becerisi:
Bütünsel bakış açısı ile yaşamak demek; hem kendi içimizde (ruh, zihin, beden) hem de çevremizle BİR olduğumuzun, birbirimize görünmeyen iplerle bağlı olduğumuzun, etkilenip etkilediğimizin, büyük bir etkileşim ağının içinde olduğumuzun bilincinde olarak yaşamaktır.
- FARKINDALIK ve YÜKSEK BİLİNÇ kazanma yeteneği:
Dışavurumcu Sanatlar ve Yaratıcılığın desteği ile travmalarının etkisinden özgürleşen birey; karmaşanın ardında saklı kalmış düzeni algılamaya, hayatı sadece gördükleri, duydukları ve bildikleri ile değerlendirmeden istek, ihtiyaç ve amaçlarının farkında olarak yaşamaya başlar. Ben ve Biz bağlantısını kurarak, hayatının amacı ile ilgili içgörüler kazanır.
- DENGEDE VE MERKEZDE olabilme yeteneği:
Olumlu ve olumsuz deneyimlere eşit mesafede kalabilme yetkinliği, durumlar karşısında aşırı tepkilerden kaçınarak PROAKTİF olabilmektir. Proaktif olmak YARATICILIĞI tetikler. Ezbere ve kalıplaşmış davranışların ötesinde, sonsuz olasılıkların olduğu kuantum yaklaşımındakine benzer bir alana bağlanmak gibidir. Kişi bir durum karşısında farklı tutum seçeneklerini rahatlıkla görmeye başlar ve tepkisellikten uzaklaşır.
- ŞEFKAT, MERHAMET VE KABUL geliştirme yeteneği:
Geştalt’ın temel prensibidir. Kendimiz ile bağımızı güçlendirdikçe başkaları ile de doyurucu ilişkiler yaşarız.
- ZORLUKLARI FIRSATA çevirebilme yeteneği:
Sörfçü metaforu bu paradoksu şöyle açıklar; Sörfçü dalgalarla savaşmadan, kaçmadan ve teslim olmadan, dalgalarla birlikte akma, onlarla dans etme yeteneğini geliştirdikçe ona meydan okuyan dalgaları (hayat içinde karşılaşılan zorlukları) kendi avantajına kullanır hatta bu eylem ona keyif de verir.
Yaratıcı sürecin ilkeleri kapsamında kişiye bir bütün olarak bakılır. Yaratıcı süreçte sağ ve sol beyin birlikte çalışır; bir başka deyişle deneyim ve düşünme becerilerinin işbirliğine dayalılık süreklidir.
Bir durum ve kişinin o durumla ilgili zorlayıcı duyguları ve düşünceleri sadece akılla, mantıkla çözülemeyebilir; bedenin bilgeliğine de ihtiyaç vardır. Pek çoğumuz hastalanmadıkça bedenimize kulak vermeyiz, bedenimizle temas kurmayız. Bedenimizi hissetmek ve temas etmek duyarlılık geliştirir. Toprağa yalın ayak basmak, çimenlerde uzanmak, suyun bedene dokunması, güneş ışınlarının bedene temas etmesi gibi farkındalıklar içimizde ince bir uyum, duyarlılık ve bedenle bir ilişki uyandırır.
Geştalt Terapisi ile Dışavurumcu Sanatlar Terapisi yaklaşımı birlikte uygulanırken de bazen bastırmaya çalıştığımız, bazen savaşırcasına mücadele ettiğimiz, bazen yargıladığımız, bazen zorlandığımızı fark ettiğimiz duygularımızı, düşüncelerimizi nazik ve şefkatli bir kabul ile kucakladığımızda; sörfçünün dalgalarla uyumluluğu gibi bir süreç akmaya başlar. Otomatik tepkiler proaktif yanıtlara dönüşür. Sanat Terapisi ile ifade etme yönteminde kalbimizin gözü ile yanıt veririz. Özgürlüğümüz ve gelişimimiz yanıtımızın bünyesinde barınır.
Logo Terapi ve Varoluşçu Analiz yaklaşımının geliştiricisi Viktor Frankl şöyle demiş:
“Uyarı ile tepki arasında bir alan vardır; orası yanıtımızı seçme gücümüzü bulduğumuz yerdir”.
Bu alan uyarı ile otomatik tepkimiz arasında, bir nefes alarak durduğumuzda yarattığımız alandır. Zamanla kendimiz için özgün seçimlerimizi yapabildiğimiz ve ifade edebildiğimiz alanı yaratmayı öğrenebiliriz.
Varoluşçu bakış açısına göre, insan her zaman seçme, kendisini yeniden yaratma ve gerçekleştirme kapasitesine sahiptir. Özgür seçimin sorumluluğunu almak ve bu sorumluluk bilinciyle yaşamak bizi gerçek hedefimize götüren yoldur.
Geştalt Terapisi ve Dışavurumcu Sanatlar: Bir Kuram ve bir Araç
Geştalt bilinci ile uygulanan Sanat Terapisi sürecinde, yaşam akışında ve hayatın tüm mevsimlerinde sörf yapabilmek, bundan da çok keyif almak mümkündür.
Hem Geştalt hem de Sanat Terapisti olarak çalışmalarımda Dışavurumcu Sanatların iyileştirici gücünü katılımcıların eserlerinde defalarca kez gözlemledim. Özellikle metaforlar bulmalarına destek olma ve bu metaforlar üzerinden derinleşmenin çok etkili bir yaklaşım olduğunu deneyimledim.
Sanat terapisinde metaforlar; kişinin kendisini ifade etmesine destek olmak, bilinçaltının derinliklerinde saklı gerçekleri ve zıtlıkları bilinç düzeyine çıkarmak için kullanılan imgelerdir.
Sanat Terapisine göre iyileşmek; zıtlıkların birleşmesi ve yabancılaştığımız parçaların entegrasyonu ile mümkündür. Hayatımızda yaşanan travmalar sebebiyle kendimize ve başkalarına ait ötekileştirdiğimiz parçaların entegrasyonu tamamlanmadan süreçlerimizdeki engelleri aşmakta zorlanırız. Bu durumlarda sıklıkla psikosomatik rahatsızlıklar, bağımlılıklar ve davranış bozuklukları görülür. Terapinin amacı da bozulan bütünselliği onarmaktır.
Dışavurumcu Sanatlarla çalıştığımda kişinin yaratıcı süreç içerisinde aradığı, ihtiyaç duyduğu cevapları bulduğunu gözlemledim. Kişinin sınırsız olan ruhsal gücü ile birleşmesi, zorlandığı duygularını dönüştürmesi, çevresini farklı algılaması ve acının içindeki armağanı bulması dirençleri ortadan kaldırır ve iç görü kazandırır. Böylece kişiye özel yepyeni bir alan açılır, kişi özgürlük ve bağımsızlık kazanır.
KOLAJ İLE İMGEYE, METAFORA YOLCULUK
Bu kolaj çalışması panik atak şikâyeti ile gelen danışanımın, iç çatışmalarının yarattığı enerji sıkışmasının sanat yolu ile ortaya çıkmasına izin vermesi ile başladı. Bazen içinde bulunduğumuz koşullar, bizi zorluklarla mücadeleye iter ve bizi doğuştan gelen canlılığımızdan uzaklaştırır. Oysa hayatımızda neşe ve heyecanı deneyimleme potansiyelimiz gizlidir ve ortaya çıkmayı bekler.
Aylarca psikosomatik rahatsızlıkları ve panik ataklarını, bedende ve dinamik bir yöntemle çalıştıktan sonra, sanat ile ifadeye geçtik. Danışanım bana kolajındaki öğeleri tanıtırken şöyle dedi: “Korkularımı ifade ederken , çözümü ile birlikte geldi.” Sanat ile kendi içindeki bilgeye temas etti. Bastırılmış enerji boşalması ortaya çıktı ve çözümünü kendi keşfetti. Örneğin kolajındaki uçak hem uçak korkusunu hem de hayatta en büyük tutkusu olan yolculuklar ve yeni yerler keşfetme arzusunu bir arada taşıyan bir imge ve metafor olarak ifade buldu.
Sanat terapisi aracılığıyla karanlıkların dibinden ışığa çıkacak yolu bulabildi. Geştalt ve Sanat bize hizmet eden seçimler yapmamıza olanak tanır. Nasıl ki kış mevsimini yazın ölüm habercisi olarak görmek mümkünse, kışı baharın müjdeleyicisi olarak görmek ve yaşamın daima büyümeyi işaret eden döngüsüne katılmak da bir seçimdir.