GÜL ILGAZ İLE SANATÇIYLA BULUŞMA VE
'' ARA YOLLAR ''
Klinik Psikolog Nur Dinçer Genç
Bu atölyede sanatçı önce “Ara Yollar” isimli bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda Gül Ilgaz tarafından çekilmiş fotoğraf ve videolar yer alıyordu. Yıllar önce babasının evin tüm duvarlarını, hayatındaki önemli anıların ve kişilerin fotoğraflarıyla kaplaması ve adeta evi bir müzeye döndürmesi ile birlikte oluşan “ kişisel müzesi” ile başlayan bu ara yol yolculuğu, doğadan topladığı malzemeleri heykellere dönüştüren, her birine kimlik verdiği bebekler yapan, ağaçların üstündeki izleri bir göze benzeten, deniz kıyısından topladığı taşları rengarenk boyayıp, üstüne imgeleri işleyip başkaları için tekrar doğaya bırakan değişik sanatçıları ziyaret ederek sürdürmüş. Her biri belki de bizim fark etmediğimiz veya bakmayı, görmeyi unuttuğumuz imgelerinin peşinden giden birbirinden ilginç kişilikler. Ortak tutkuları ise kafalarındaki düşleri günlük yaşamda ortaya koyabilmek.
Bu sunumun ardından Gül Ilgaz’ın Melih Özuysal ile birlikte oluşturduğu “Takas” sergisini gezdik. İki sanatçının, birbirlerinden çağrışım yaptıkları imgelerden, yeni sentezler oluşturarak ürettikleri bu süreçte; hem kendi yaklaşımlarını koruyup, hem de çalışmaların birbirlerinin içine girmesine izin vermelerini Gül Ilgaz’ın anlatımı ile izledik. Gül hanımın çektiği fotoğraflara kendi imgelerini ekleyen Melih Bey’in yarattığı birbirinden ilginç çalışmalar bizi adeta hayaller ülkesine uçurdu. |
Sanat Psikoterapileri Derneği’nin, Sanat Terapisi araçlarıyla çalışan Ruh Sağlığı Uzmanlarının sanatın farklı formlarını ve yaratım sürecini deneyimlemeleri amacıyla “Sanatçıyla Buluşma Atölyeleri” adı altında tasarladığı bir dizi çalışmanın üçüncüsü sanatçı GÜL ILGAZ tarafından sanatçının son sergisinin de ziyaret edilebildiği mekanda; GALERİ MİZ’de yapıldı.
1994 yılından beri yurtiçi ve yurtdışında güncel sanat sergilerinde yer alan sanatçı Gül Ilgaz’ın çalışmaları doksanlı yıllardan bu yana fotograf, video ve yerleştirmelerden oluşuyor ve ağırlıkla kimlik, kültürel melezlik, cinsiyet ve toplumsal roller, iç çatışmalar, yaşamın yarattığı izler, duygu durumları, bellek ve kent konuları etrafında şekilleniyor. Yapıtlarının ortak paydasını oluşturan otobiyografik süreç kişisel deneyimlerinin bir ürünü olmakla birlikte toplumsal bilinçaltı ile örtüşerek ortaya çıkıyor. Dünyayı fotograflamak yerine, fotoğrafı, imgeler ile kurguladığı dünyayı yapıta dönüştürmede bir aracı olarak kullanıyor. Kamera ile topladığı ya da kurgulayarak çektiği görselleri dijital teknoloji aracılığı ile tekrar oluşturuyor. |
Atölyenin sonunda Gül Hanım bizden, verdiği taşlara kendi imgelerimizi resimlememizi istedi. Ortaya çıkan imgelerin her birinin anlattığı kendi hikayeleri vardı. Bu hikayeleri başkaları ile paylaşmak için çalışma sonunda yola koyulduk ve rastgele önümüze çıkan kapı önlerine köşe başlarına, apartman girintilerine resimlediğimiz taşları bıraktık. Bıraktığımız imgelerin başkaları tarafından bulunması ve onlara bizim hikayelerimizi anlatacak olması oldukça heyecan verici bir düşünceydi. Şimdi kim bilir hangi evde birisine benim hikayemi anlatıyor…