“SALGINI BİR DE HEMŞİRE GÖZÜYLE GÖRMEK, ONLARIN SESİNDEN DİNLEMEK''
Duygu Seda Tomru - Dramaturg (MA), Dans Hareket Terapisi, Uygulayıcısı Sanat Terapisi Uygulayıcısı
Ülkemizde Covid 19 salgınının birinci yılı dolmak üzereyken özellikle covid 19 yoğun bakım servislerinde görev alan sağlık çalışanlarını, onların bu süreçteki emeklerini, özverilerini göz ardı edemezdik. Tüm sağlık çalışanlarına teşekkür niteliği taşırcasına ve onların seslerini duyurmalarına aracı olurcasına bir röportaj serisi yapmaya karar verdik.
Geçmişte Sanat Terapisi eğitimi almış, alanda uygulama çalışmaları yapmış olan ve salgın sürecinde aktif çalışan dört değerli hemşire ile iletişime geçtik. Yaşam ve çalışma koşulları elverirse birkaç sorumuzu yanıtlamalarını rica ettik. Onlar da bu teklifimizi içtenlikle kabul ettiler. Ancak hayatın tatlı cilveleri içlerinden sadece iki kişinin sorularımızı yanıtlamasına olanak sağladı. İletişim kurduğumuz tüm hemşirelere zaman ayırdıkları ve samimiyetle yaklaştıkları için teşekkür ederiz. Hemşire Seda Karakaya ve Uzman Hemşire Nuray Soykal’a yönelttiğimiz soruları ve onların değerli yanıtlarını okuyabilirsiniz. |
SEDA KARAKAYA
Psikiyatri Hemşiresi, Sanat Terapisi Uygulayıcısı, Psikodrama Asistanı
Pandemi sürecinin başladığı günden bu yana sürekli değişen koşullara uyum sağlamaya çalıştığımı fark ediyorum ve bu durum gerçekten yorucu. İlk üç ay evde kalmadım mesela. Sonra çalıştığım yer bir günde değişti. Çalıştığım ekip arkadaşlarım ve çalışma düzeni farklıydı. Bunları sadece ben değil bir çok arkadaşım yaşadı. Pandemi ilk başladığında kimse ne yapacağını bilemiyordu ve konu hakkında çok fazla bilgi eksikliği vardı. Daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir durumla karşı karşıyaydık. Cephede düşmanını göremeyen ancak savaşmak zorunda olan askerler gibiydik. Hasta yakınları telaşlı ve bazen ağlayarak bilgi almak için bizi arıyorlardı çünkü hastaları ile temas kurabilen tek kişi bizlerdik. Aylarca ailesinden, çocuklarından uzak kalan arkadaşlarım oldu. Hastanemizde sağlık çalışanı bir arkadaşımız günlerce entübe olarak yoğun bakımda yattı. Tüm bunlara bakıldığında pandemi örseleyici bir süreç(ti).
Ekip arkadaşlarımızla dinlenme zamanımızda sedyeyi flika, serum askılarını da kürek yaparak müzik eşliğinde bir titanik sahnesi oluşturmuştuk :) Sosyal medyada özellikle sağlık çalışanları arasında da yaratıcılığın ve sanatın kullanıldığını gördüğüm paylaşımlar oldu. Pandemi kliniğinde yatan hastalara bakım verirken dengeyi sağlamak önemli. Peki nedir bu denge? Bir taraftan hastaların ihtiyaçları öte yandan sağlık çalışanlarının ihiyaçları..Bunlar fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlar. Özellikle koruyucu kıyafetler içerisinde, hastaların hem tedavisi ile ilgilenmek hem de ruhsal ihtiyaçlarına cevap verebilmek kolay değil. Çalışırken bu dengeyi sağlamada sanat ve sanat psikoterapisinin beni güçlendirdiğini fark ettim. Sanat psikoterapisi eğitimi, zor koşullarla nasıl baş edebileceğim ile ilgili bana birçok malzeme sundu. Olaylara daha geniş bir açıdan bakabilmeme katkısı oldu.
Psikiyatri Hemşiresi, Sanat Terapisi Uygulayıcısı, Psikodrama Asistanı
- Pandemi süreciyle birlikte gelişen yeni çalışma koşullarınız nasıl? Pandemi öncesinden farklı ne gibi deneyimleriniz oluyor?
- Pandemi döneminin zorlayıcı etkilerini gözlemliyor musunuz? Gözlemliyorsanız hangi kitlelerde (sağlık çalışanları, sağlık çalışanlarının aileleri, hastalar, hasta yakınları vb) ne gibi etkileri fark ediyorsunuz?
Pandemi sürecinin başladığı günden bu yana sürekli değişen koşullara uyum sağlamaya çalıştığımı fark ediyorum ve bu durum gerçekten yorucu. İlk üç ay evde kalmadım mesela. Sonra çalıştığım yer bir günde değişti. Çalıştığım ekip arkadaşlarım ve çalışma düzeni farklıydı. Bunları sadece ben değil bir çok arkadaşım yaşadı. Pandemi ilk başladığında kimse ne yapacağını bilemiyordu ve konu hakkında çok fazla bilgi eksikliği vardı. Daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir durumla karşı karşıyaydık. Cephede düşmanını göremeyen ancak savaşmak zorunda olan askerler gibiydik. Hasta yakınları telaşlı ve bazen ağlayarak bilgi almak için bizi arıyorlardı çünkü hastaları ile temas kurabilen tek kişi bizlerdik. Aylarca ailesinden, çocuklarından uzak kalan arkadaşlarım oldu. Hastanemizde sağlık çalışanı bir arkadaşımız günlerce entübe olarak yoğun bakımda yattı. Tüm bunlara bakıldığında pandemi örseleyici bir süreç(ti).
- Neredeyse ilk yılı tamamlanan pandemi sürecinin size fark ettirdikleri ve sizin için kazanımları neler oldu?
- Sanat Psikoterapileri ile ilgili eğitiminizin ve uygulamalarınızın bu süreçte kendiniz, hastalar, hasta yakınlarıyla kurulan ilişkiler üzerinde ne gibi etkileri oldu? Örneklerle açıklayabilir misiniz?
Ekip arkadaşlarımızla dinlenme zamanımızda sedyeyi flika, serum askılarını da kürek yaparak müzik eşliğinde bir titanik sahnesi oluşturmuştuk :) Sosyal medyada özellikle sağlık çalışanları arasında da yaratıcılığın ve sanatın kullanıldığını gördüğüm paylaşımlar oldu. Pandemi kliniğinde yatan hastalara bakım verirken dengeyi sağlamak önemli. Peki nedir bu denge? Bir taraftan hastaların ihtiyaçları öte yandan sağlık çalışanlarının ihiyaçları..Bunlar fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlar. Özellikle koruyucu kıyafetler içerisinde, hastaların hem tedavisi ile ilgilenmek hem de ruhsal ihtiyaçlarına cevap verebilmek kolay değil. Çalışırken bu dengeyi sağlamada sanat ve sanat psikoterapisinin beni güçlendirdiğini fark ettim. Sanat psikoterapisi eğitimi, zor koşullarla nasıl baş edebileceğim ile ilgili bana birçok malzeme sundu. Olaylara daha geniş bir açıdan bakabilmeme katkısı oldu.
NURAY SOYKAL
Uzman Hemşire, Psikiyatri Hemşiresi ve Sanat Terapisi Uygulayıcısı
Kurallar, hedefler, amaçlarımızın ortak ve ulaşılabilir olması birliktelik ve ekip anlayışının en fazla ihtiyaç hissedildiği bir deneyim yaşarken bu kadar önemli maddelerde farklılıkların, duyarlılıkların değişkenliği her şeyden önce güvensizlik, kaygı ve çaresizlik duygularını yaşatıyor. Uyumun zaman zaman yakalandığı anlarda ki güzel duygulara, kısa sürede yeni belirlenen bilgi, gelişme ve tedavi protokollerinin değişimi sıkça darbe vurmakta.
Savunma mekanizmalarından biri olan inkar etme seçeneğini kullanma olanaksızlığı tüm gerçeklerin, ölümün, eksik kalan vedalaşmaların, bir odada veya yatakta sıkışmış yaşamların gerçekliği ile yüzleşmek son derece zorlayıcıydı.
Çalışma koşullarımız, yetersizlik duygularımız, çaresizliğimiz içinde zaman zaman amacımızdan uzaklaşıp yeterince tedbirli olmadığını, önemsemediğini ifade ettiğimiz, evinde kalmaktan sıkıldığını söyleyenlere karşı duygularımızın yön değiştirmesi bizi zorlayan zaman dilimlerinden bazılarıydı.
Rol karmaşası, roller arasında hızlı geçişler, sorumluluk üstlenme tercihlerimizin olmaması, zorundalıklar, gereklilikler….. Ailelerimiz yeni rollerimiz ve sorumluluklarımız nedeniyle oluşan eksikliklerin ve sıkıntıların çözümü için gereğinden fazla sorumluluk, anlayış, sabır ve endişe yaşadılar.
Hasta, bakıma ihtiyaç duyan aile üyelerimiz ve çocuklarımızı teslim edecek kreş, bakıcı, aile büyüklerinin (yaşları itibarıyla hastalık açısından risk grubunda olan) olmaması bakım yükümüzü ve çaresizliğimizi artırdı.
Herkesin kendi kişisel yaşantısı içinde var olan güçlüklerin farklılığı, çözüm yolu aranırken değerlendiren kişilerce anlaşılamaması, adalet ve kurallardaki esnekliğin getirdiği eşitsizlik halen zorlayıcılığı devam ettirmekte.
Sağlık ekibinin bir üyesi olarak toplum tarafından büyük bir desteğimizin olmasının yanında belki de çok daha az sayıda olmasına rağmen ‘hastalığı bulaştırma riski yüksek grup’ olarak bize karşı ötekileştirme algısının olması rahatsızlık veren bir başka duygumuz. En önemlisi bireysel korunma; herkes ve bütünümüz için yapılması gereken en önemli başlığımız….
Uzman Hemşire, Psikiyatri Hemşiresi ve Sanat Terapisi Uygulayıcısı
- Pandemi süreciyle birlikte gelişen yeni çalışma koşullarınız nasıl?
Kurallar, hedefler, amaçlarımızın ortak ve ulaşılabilir olması birliktelik ve ekip anlayışının en fazla ihtiyaç hissedildiği bir deneyim yaşarken bu kadar önemli maddelerde farklılıkların, duyarlılıkların değişkenliği her şeyden önce güvensizlik, kaygı ve çaresizlik duygularını yaşatıyor. Uyumun zaman zaman yakalandığı anlarda ki güzel duygulara, kısa sürede yeni belirlenen bilgi, gelişme ve tedavi protokollerinin değişimi sıkça darbe vurmakta.
- Pandemi öncesinden farklı ne gibi deneyimleriniz oluyor?
- Pandemi döneminin zorlayıcı etkilerini gözlemliyor musunuz?
Savunma mekanizmalarından biri olan inkar etme seçeneğini kullanma olanaksızlığı tüm gerçeklerin, ölümün, eksik kalan vedalaşmaların, bir odada veya yatakta sıkışmış yaşamların gerçekliği ile yüzleşmek son derece zorlayıcıydı.
Çalışma koşullarımız, yetersizlik duygularımız, çaresizliğimiz içinde zaman zaman amacımızdan uzaklaşıp yeterince tedbirli olmadığını, önemsemediğini ifade ettiğimiz, evinde kalmaktan sıkıldığını söyleyenlere karşı duygularımızın yön değiştirmesi bizi zorlayan zaman dilimlerinden bazılarıydı.
Rol karmaşası, roller arasında hızlı geçişler, sorumluluk üstlenme tercihlerimizin olmaması, zorundalıklar, gereklilikler….. Ailelerimiz yeni rollerimiz ve sorumluluklarımız nedeniyle oluşan eksikliklerin ve sıkıntıların çözümü için gereğinden fazla sorumluluk, anlayış, sabır ve endişe yaşadılar.
Hasta, bakıma ihtiyaç duyan aile üyelerimiz ve çocuklarımızı teslim edecek kreş, bakıcı, aile büyüklerinin (yaşları itibarıyla hastalık açısından risk grubunda olan) olmaması bakım yükümüzü ve çaresizliğimizi artırdı.
Herkesin kendi kişisel yaşantısı içinde var olan güçlüklerin farklılığı, çözüm yolu aranırken değerlendiren kişilerce anlaşılamaması, adalet ve kurallardaki esnekliğin getirdiği eşitsizlik halen zorlayıcılığı devam ettirmekte.
Sağlık ekibinin bir üyesi olarak toplum tarafından büyük bir desteğimizin olmasının yanında belki de çok daha az sayıda olmasına rağmen ‘hastalığı bulaştırma riski yüksek grup’ olarak bize karşı ötekileştirme algısının olması rahatsızlık veren bir başka duygumuz. En önemlisi bireysel korunma; herkes ve bütünümüz için yapılması gereken en önemli başlığımız….
- Sanat Psikoterapileri ile ilgili eğitiminizin ve uygulamalarınızın bu süreçte kendiniz, hastalar, hasta yakınlarıyla kurulan ilişkiler üzerinde ne gibi etkileri oldu? Örneklerle açıklayabilir misiniz?