Klinik Psikolog ve Sanat Terapisti Dr. Michael Franklin ile Röportaj
Röportajı yapan: Olcay Güner
Röportajı yapan: Olcay Güner
Olcay Güner: Merhaba Dr. Franklin… Uzun yıllardır sanat terapileri ile ilgili çalışıyorsunuz; bize sanat terapisini tanımlar mısınız? Diğer terapi tekniklerinden farkı nedir?
Michael Franklin: Sanat terapisi, görsel sanatların diğer danışmanlık teknikleri ile birleştirilmiş hali. Sanat terapisi, kişisel deneyimler üzerine sadece konuşmak yerine içsel deneyimleri sanatsal şekillerde de ifade etmek için ek bir fırsat yaratır. Bunların kusursuz sanat eserleri ya da bazı insanların tanımladığı gibi "iyi sanat" olması gerekmiyor. Ben daha çok insanların ne söylediği ile ilgileniyorum, eserlerinin iyi görünüp görünmediğiyle değil. Ben dürüstlükle, içtenlikle ilgileniyorum. Bana en iyi sanat hangisi diye sorsanız en dürüst ve içten olanı en iyisi derim. Bir çöp adam bile çok gerçekçi, çok net ve çok doğru bir şekilde bir kişinin içsel deneyimini anlatabilir. Ben danışanlarımla çalışırken bunu arıyorum, buna bakıyorum. Onları kendi dürüstlüklerine, içtenliklerine davet ediyorum. Olcay Güner: Peki, bir sanat terapisti olarak nasıl çalışıyorsunuz? Çalıştığınız farklı gruplar var mı? Michael Franklin: Bir sanat terapisti olarak nasıl çalışıyorsunuz sorusuna ilk olarak şöyle yanıt verebilirim: Nasıl çalıştığımı, çalışma şeklimi, kiminle ve nerede çalıştığım belirliyor. Sanat terapisi bir okulda çocuklarla yapıldığında çok farklı görünür; bir hastanede veya bir kurumda daha yaşlı insanlarla yapıldığında daha farklı görünür. Hatta hayatlarının sonuna gelmiş kişilerde bile. Çocuklar arasında bile çok fark vardır. Bazı çocuklarda öğrenme bozuklukları vardır. Bazı çocuklarda fiziksel travma veya psikolojik travma görülür. Fakat genellikle çocuklar sanatla çalışmak, sanatı denemek konusunda daha esnek, daha istekli olurlar. Yetişkinler ise çoğunlukla daha kuşkucu olurlar; yetersiz hissederler ve çekingenlik gösterirler. Birçok yetişkin en son çok küçükken sanatla ilgilenmiş oluyor. Türkiye'de nasıl bilmiyorum ama Amerika'da insanların sanat eğitimleri daha çok küçükken sona erer. Bu yüzden yetişkinler sanat terapisine geldiklerinde şaşırırlar. “Ne yapacağım? Nasıl resim yapacağım? Nasıl çizeceğim? Heykel nasıl yapılır?” Emin olamazlar. Öğretmenlerimden biri Edith Kramer "Çocuklara çalışmayı öğretmelisin, büyüklere oyun oynamayı…" demişti. Bu işe başlamanın en güzel yolu kendinize sanat malzemeleri almak ve kendi sanatınızı, sanatsal yönelimlerinizi denemek ve araştırmak. Olcay Güner: Sanat ve terapi nasıl buluşuyor? Nasıl iyileştiriyor? Michael Franklin: Sanat terapisinin neden tedavi edici özelliklerinin olduğu ile ilgili insanların sorduğu pek çok soru aslında kişinin kendi sanat süreci içinde yanıt bulacaktır. Ben insanların farklı sanat malzemeleri ve sanat süreçlerini denemelerini istiyorum. Gördükleri rüyaları araştırmalarını öneriyorum. İçlerinde taşıdıkları hikayelerini araştırabilirler ya da fantezilerini, hatta kimseye söyleyemedikleri sırlarını araştırabilirler. Bunları sanat yoluyla ifade edebilirler. Yaptıklarını kimseye göstermek zorunda değiller. Bu kendi kendilerine verecekleri bir hediye… Sanatın ve sanat terapisinin bir diğer yönü ise içsel deneyimleri dışarıya yöneltebilmek. Bu içsel hisleri dışarıdaki fiziksel formlara dönüştürmenin bir yolu… Sanat ve terapi birlikte büyük bir konu oluşturuyor. Öte yandan, bir kişi kendi sanatı ile işe başlayabilir. Bir kişinin hayat deneyimi onu sanata yönlendirdiğinde içsel hislerine bir şekil verebilir; çizgiler, şekiller, renkler aracılığıyla kendisini daha derin bir şekilde dinlemeye başlayabilir. İnsanın kendisine karşı sabırlı olması, kendisini duyması sadece düşünceleri değil iç diyalogları da duyması ile mümkün olur, bunlar sanat çalışmasında dışa vurulabilir. Olcay Güner: 2015, İlkbahar’da İstanbul’a gelerek profesyonellere yönelik bir çalışma gerçekleştireceksiniz. Nasıl bir çalışma yapacaksınız? Biraz bu çalışmanızdan söz eder misiniz? Michael Franklin: “Kişisel ve Toplumsal Mücadele Zamanlarında İyileştirici İmgelerin Demokrasisi” teması çerçevesinde üç günlük bir çalışma grubu gerçekleştireceğim. Çalışmaya sanat terapistleri, psikoterapistler, psikiyatristler, psikolojik danışmanlar, psikiyatri hemşireleri, toplum gönüllüleri, sanatçılar, sosyal ve toplumsal yardım kurumu çalışanları katılabilecek. Çalışmada ağırlıklı olarak kille çalışacağız. Bu grupta bize meydan okuyan ve bizi huzursuz eden toplumsal ve bireysel kargaşa durumlarından doğan sanat yapıtlarının nasıl bir dönüşüm ve değişime yoldaşlık ettiğini öğreneceğiz. Bu esnada, bir yandan yaratma sürecine öncülük eden hikayelerin ıstırabını duyumsarken, diğer yandan pozitif bir değişim için sanat malzemelerini kullanarak yaratım sürecine gireceğiz. Bunun yanı sıra, çalışmada imgeleme tekniklerini, imgeleri dinlemeyi ve imgelerle sembolik olan sen/ben dili ile nasıl çalışıldığını öğrenirken; çalıştığımız stüdyoda, somutlaşma, sessizlik, niyet, dikkat ve kendine yansıtıcı şahitlik, düşünceye dalma pratiği (contemplative practices) terimlerinin yaşantısal anlamlarını keşfedeceğiz. Çalışmadan acı ve ıstırabın görsel sanat ve düşünsel çalışmalar yolu ile dönüşümüne hayranlık ve minnetle tanık olarak ayrılacağımızı ümit ediyorum. Olcay Güner: Bu güzel söyleşi için size çok teşekkür ederiz. İlkbaharı iple çekeceğiz Dr. Franklin. Michael Franklin: Benim için zevkti. Ben de İstanbul’a gelmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Teşekkürler. |
|