SANATLA ÖZBAKIM ATÖLYESİYLE ŞEFKAT YORGUNLUĞUNDAN KORUNABİLMEK
B. Yasemin ADALI, Fulya KURTER, Nermin MAKİNABAKAN.
En şaşırtıcı çelişki, kendimi hatalarımla birlikte, olduğum gibi kabul ettiğim zaman değişebileceğimdir. Carl Rogers
Yaşamın farklı sahnelerinde hangi rollerleri seçip alıyor, kendimizi hangi rollerde buluveriyoruz? Bu rollerin hangileri canımızı sıkıyor? Hangileriyse, canımıza can katıyor? Tüm bu soruların yanıtı ‘Şefkat Yorgunluğundan Korunma Atölyesi’nde yaptığımız Jonathan Adler’in çok yüzlü ‘Muse’ eserinden ilhamla oluşturduğumuz seramik etkinliğinde gizli.
İkiyüzlü biri olarak algılanmaktan korkarız, oysa yaşamın içinde gösterdiğimiz çok sayıda yüzümüz ve rolümüz var. Bu rollerin iç dünyamızla uyumu ve birbiriyle etkileşimi yaşam ve ilişki doyumumuz için önemli bir belirleyici. Acaba yaşamın akışı içinde girdiğimiz rollere fark etmeden kendimizi fazla kaptırıyor muyuz, bazı rollerde fazlasıyla takılıp kalıyor muyuz?
Rol değiştirememek özellikle kariyeri özveri gerektiren meslek grupları için risk oluşturuyor ama bununla sınırlı kalmıyor. Ebeveynlik yada ailedeki sağlık sorunlarında bakım veren olmak ve bu rollerden çıkamamak bireyin duygusal yıpranma ve tükenmişliğe neden olabilir.
Tükenmişlik özellikle şefkatin yoğun olarak sunulduğu ve kişinin kendinden beklentilerinin yüksek olduğu meslek gruplarında duygusal yıpranma ve tükenmişlik sıkça görülen bir durumdur. Mesleki pratiklerinde travma ve kriz ile temas eden sağlık ve ruh sağlığı çalışanları, sosyal hizmet uzmanları, saha koordinatörleri, tercümanlar, eğitimciler, sanatçılardan oluşan profesyonel ve gönüllü ekipler bu grupların basında yer almaktadır. Yaygın olarak bedensel şikayetler, yetersizlik hissi, çaresizlik, stres yüküne bağlı olarak tahammülsüzlük, kişisel ve mesleki ihmal, isteksizlik gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Travma, ikincil travma, tükenmişlik ve şefkat yorgunluğu konularında yayınları ile bilinen Figley, etrafındaki kişileri koruyup kollamaya fazla kendini kaptıran kişilerin ödediği bedeli şefkat yorgunluğu olarak tanımlamıştır. Şefkat Yorgunluğu yaşayan birey duygusal ve fiziksel olarak yıpranmıştır. Yakıtı bitmiş bir araba gibi kendi yoluna devam edecek gücü içinde bulamayabilir. Şefkat yorgunluğu geliştirmeye yatkın bireyleri kendi ihtiyaçlarını fark etmekte ve dile getirmekte güçlük yaşarlar. Bu sebepten, ne kadar yıpranmış olduklarını oldukça geç fark ederler.
Öz-farkındalık ve öz-şefkat tükenmişliği ve şefkat yorgunluğunu önlemede kritik unsurlardır. Öz-farkındalık....Öz-şefkat; anlayış, kabullenme ve sevgiyi kişinin kendisine döndürebilmesidir. Bunu yapabilmenin de sonsuz ödülleri bulunmaktadır. Araştırmalar kendilerine öz şefkat gösteren kişilerin…
Peki kendimize şefkat gösterebilmek ile sanat arasında nasıl bir ilişki olabilir? İnsanın kendine şefkat gösterebilmesi, şefkat kaynağını sanatsal ifade yoluyla dışsallaştırdıktan sonra kolaylaşmaktadır. Sanatsal bir üretim içindeyken birey aynı zamanda iç dünyasıyla zayıflamış bağlarını onarma fırsatı bulurken kendisine ve duygularına yakınlaşabileceği bir zemin bulur. Atölye ortamı bireylerin aynı zamanda çevreyle ve diğer grup üyeleriyle bağlantı içerisinde olmalarına ve zenginleşmelerine de olanak tanıması açısından rahatlatıcı ve destekleyicidir. Bu nedenle, 2018-2019 döneminde, Sanat Psikoterapileri Derneği “Travma ve Krize Müdahale Komisyonu üyeleri Nur Dincer Genç, B. Yasemin Adalı, Fulya Kurter ve S.Seda Güney tarafından “Sanatla Özbakım Atölyesi” geliştirildi. Bunun ilki Nisan ayının güneşli bir Pazar gününde İTÜ Taşkışla’da gerçekleşti.
Atölyede, katılımcılarla ihmal ettiğimiz duygularımıza intermodal yaklaşım ile dokunurken, biriken yüklerimizden biraz olsun arındık. Bu buluşma, farkındalık, birliktelik ve sanatın yargısız bilgeliği eşliğinde kendimize özenle yaklaşabildiğimiz deneyimleri yaşatırken, kendimize gündelik hayatta sevgiyle yaklaşabilmenin yollarını hatırlatan bir çalışma oldu. Önümüzdeki dönemde de katılımcılara tükenmişliğe dair farkındalık, çözüm odaklı ve sanat esaslı yaklaşımlarla şefkat yorgunluğunu önleme konusunda etkili öz-bakım araçları kazandırmaya devam edeceğiz. Görüşmek dileğiyle.
B. Yasemin ADALI, Fulya KURTER, Nermin MAKİNABAKAN.
En şaşırtıcı çelişki, kendimi hatalarımla birlikte, olduğum gibi kabul ettiğim zaman değişebileceğimdir. Carl Rogers
Yaşamın farklı sahnelerinde hangi rollerleri seçip alıyor, kendimizi hangi rollerde buluveriyoruz? Bu rollerin hangileri canımızı sıkıyor? Hangileriyse, canımıza can katıyor? Tüm bu soruların yanıtı ‘Şefkat Yorgunluğundan Korunma Atölyesi’nde yaptığımız Jonathan Adler’in çok yüzlü ‘Muse’ eserinden ilhamla oluşturduğumuz seramik etkinliğinde gizli.
İkiyüzlü biri olarak algılanmaktan korkarız, oysa yaşamın içinde gösterdiğimiz çok sayıda yüzümüz ve rolümüz var. Bu rollerin iç dünyamızla uyumu ve birbiriyle etkileşimi yaşam ve ilişki doyumumuz için önemli bir belirleyici. Acaba yaşamın akışı içinde girdiğimiz rollere fark etmeden kendimizi fazla kaptırıyor muyuz, bazı rollerde fazlasıyla takılıp kalıyor muyuz?
Rol değiştirememek özellikle kariyeri özveri gerektiren meslek grupları için risk oluşturuyor ama bununla sınırlı kalmıyor. Ebeveynlik yada ailedeki sağlık sorunlarında bakım veren olmak ve bu rollerden çıkamamak bireyin duygusal yıpranma ve tükenmişliğe neden olabilir.
Tükenmişlik özellikle şefkatin yoğun olarak sunulduğu ve kişinin kendinden beklentilerinin yüksek olduğu meslek gruplarında duygusal yıpranma ve tükenmişlik sıkça görülen bir durumdur. Mesleki pratiklerinde travma ve kriz ile temas eden sağlık ve ruh sağlığı çalışanları, sosyal hizmet uzmanları, saha koordinatörleri, tercümanlar, eğitimciler, sanatçılardan oluşan profesyonel ve gönüllü ekipler bu grupların basında yer almaktadır. Yaygın olarak bedensel şikayetler, yetersizlik hissi, çaresizlik, stres yüküne bağlı olarak tahammülsüzlük, kişisel ve mesleki ihmal, isteksizlik gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Travma, ikincil travma, tükenmişlik ve şefkat yorgunluğu konularında yayınları ile bilinen Figley, etrafındaki kişileri koruyup kollamaya fazla kendini kaptıran kişilerin ödediği bedeli şefkat yorgunluğu olarak tanımlamıştır. Şefkat Yorgunluğu yaşayan birey duygusal ve fiziksel olarak yıpranmıştır. Yakıtı bitmiş bir araba gibi kendi yoluna devam edecek gücü içinde bulamayabilir. Şefkat yorgunluğu geliştirmeye yatkın bireyleri kendi ihtiyaçlarını fark etmekte ve dile getirmekte güçlük yaşarlar. Bu sebepten, ne kadar yıpranmış olduklarını oldukça geç fark ederler.
Öz-farkındalık ve öz-şefkat tükenmişliği ve şefkat yorgunluğunu önlemede kritik unsurlardır. Öz-farkındalık....Öz-şefkat; anlayış, kabullenme ve sevgiyi kişinin kendisine döndürebilmesidir. Bunu yapabilmenin de sonsuz ödülleri bulunmaktadır. Araştırmalar kendilerine öz şefkat gösteren kişilerin…
- Daha iyimser
- Daha mutlu
- Daha tatminkar
- Daha dayanıklı olduklarını ve çevrelerindeki insanlara da daha duyarlı, anlayışlı ve affedici olduklarını göstermektedir.
Peki kendimize şefkat gösterebilmek ile sanat arasında nasıl bir ilişki olabilir? İnsanın kendine şefkat gösterebilmesi, şefkat kaynağını sanatsal ifade yoluyla dışsallaştırdıktan sonra kolaylaşmaktadır. Sanatsal bir üretim içindeyken birey aynı zamanda iç dünyasıyla zayıflamış bağlarını onarma fırsatı bulurken kendisine ve duygularına yakınlaşabileceği bir zemin bulur. Atölye ortamı bireylerin aynı zamanda çevreyle ve diğer grup üyeleriyle bağlantı içerisinde olmalarına ve zenginleşmelerine de olanak tanıması açısından rahatlatıcı ve destekleyicidir. Bu nedenle, 2018-2019 döneminde, Sanat Psikoterapileri Derneği “Travma ve Krize Müdahale Komisyonu üyeleri Nur Dincer Genç, B. Yasemin Adalı, Fulya Kurter ve S.Seda Güney tarafından “Sanatla Özbakım Atölyesi” geliştirildi. Bunun ilki Nisan ayının güneşli bir Pazar gününde İTÜ Taşkışla’da gerçekleşti.
Atölyede, katılımcılarla ihmal ettiğimiz duygularımıza intermodal yaklaşım ile dokunurken, biriken yüklerimizden biraz olsun arındık. Bu buluşma, farkındalık, birliktelik ve sanatın yargısız bilgeliği eşliğinde kendimize özenle yaklaşabildiğimiz deneyimleri yaşatırken, kendimize gündelik hayatta sevgiyle yaklaşabilmenin yollarını hatırlatan bir çalışma oldu. Önümüzdeki dönemde de katılımcılara tükenmişliğe dair farkındalık, çözüm odaklı ve sanat esaslı yaklaşımlarla şefkat yorgunluğunu önleme konusunda etkili öz-bakım araçları kazandırmaya devam edeceğiz. Görüşmek dileğiyle.