TRAVMADA VE SAHADA KULLNILABİLECEK SANAT TERAPİSİ MÜDEHALELERİ EĞİTİMİ DEĞERLENDİRME
TUVANA ADALI
Sanat Psikoterapileri Derneği bünyesinde düzenlenen Travmada ve Sahada Kullanılabilecek Sanat Terapisi Müdahaleleri eğitimi 13-19-20 Ekim tarihlerinde gerçekleşti. Katılımcılardan biri olarak bu eğitim benim için öne çıkan ve akılda kalıcı bir etkiye sahip oldu. Eğitmenlerle birlikte 11 kişiydik ve grup içinde çok kapsayıcı, bütünlüklü bir dinamik oluştu. Eğitim süresince grupça ve bireysel olarak izlediğimiz yönergeler bu dinamiğin oluşmasına katkı sağladı.
Eğitimin ilk gününde grupça yaptığımız yönergelerden birinde birbirimizle somut bir şekilde bağ kurmayı deneyimledik. Bir ipi uzatarak sırayla birbirimize verdik ve sonunda herkes ipten bir parçayı kendi elinde tutuyordu. Bu şekilde hepimizin ipi tutmasıyla ortamızda bir ağ oluşmuştu. İpin koptuğu ve yetmediği anlar oldu. İkinci bir ip eklendi ve kopan yerden ipi tekrar bağladık. Bu çalışmayı yapmak, kopmaları ve tamamlanmaları birlikte deneyimlemek ve bunların bizde yarattığı duyguları paylaşmak aramızdaki iletişimi güçlendirdi. Bu çalışmanın temelimizi sağlamlaştıran, bizi güvende tutan bir yapısı vardı. Eğitimin devamında yönergeler etrafında yaptığımız sanat çalışmalarında birbirimizin çalışmalarını görmüyor olmamıza rağmen yaptıklarımız arasında bir paralellik oluştuğunu fark ettim. Kullandığımız renkler, çizimlerimiz ve belli duyguları ifade etme şeklimiz arasında ilginç bir uyum söz konusuydu. Bu benzerliği fark etmek güven veren ve merak uyandıran bir his yaratıyordu. Bir topluluğun parçası olmayı deneyimliyorduk ve bu deneyim bana parçası olduğum daha büyük topluluklar içinde de benzer bir birliktelik ve uyum yakalanabileceğini hatırlatıyordu. Grup içinde paylaşım yaptığımızda da bu topluluk ruhunu gözlemlemek mümkündü. Grup dinamiğinin dengeleyici bir rolü vardı. Gruptan bir kişi yüzeye çıkan duygunun yoğunluğunu ifadeye dökmekte zorlandığında dinleniyor, bu sırada başka bir kişi kendi sürecini rahatça ifade edebiliyordu. Yani gruptan bir kişi daha kırılgan hissettiği anda bir başka kişinin güçlü olabilmesi yine hepimizi bir arada tutan bir atmosfer yaratıyordu. Eğitimin sonunda kendi aramızda ortak bir tema belirledik ve her birimiz farklı bir kağıt parçasına bu temadan yola çıkarak bir sanat çalışması yaptık. Bu kağıtlar bir mandalanın parçalarıydı ve birleştiklerinde bir bütünü oluşturacaklardı. Eğitimi bu yönergeyle kapatmak 3 gün boyunca oluşturduğumuz denge ve uyumu somut bir şekilde görmemizi sağladı. Bu yönergenin tamamı, temayı kararlaştırmamızın bize bırakılması bile benim için başlı başına eğitimi özetleyen bir niteliğe sahipti. Her bir kişi ve her kişinin ortaya koyduğu bir parça bütünde önemli bir yere sahipti. Travma üzerine konuşurken böyle bir güven ortamı oluşabildiğini görmek benim için oldukça ilham vericiydi. Eğitim boyunca oluşan bu ortam sayesinde kişisel kaynaklarımla güçlü bir şekilde temasa geçtiğimi hissettim ve bunun hem profesyonel hem kişisel olarak travma ile çalışırken en önemli noktalardan biri olabileceğini deneyimledim. |