Fotoğraf Kolajı Hakkında:
İnsanın en büyük yolculuğu içe dönüşü, kendini buluşu, hep bir ufuk çizgisi görünen. Yaşam ve ölüm sürecinde var olan bir ufuk çizgisi mi? yolun kendisi mi? dışarıda görünen yansıma içsel yolculukta sana ne ifade ediyor? duyguların çağrısının farkına varıyor musun? gibi kendini buluş soruları üzerine bu çalışma şekilleniyor. Kendini buluşun görsel ifadesi olan eserde Deniz kendi bakış profillerinden kesitlerle birleşen bir fotoğraf karesi bütününü sergiliyor. Bakış profillerinden oluşan her kesitte yolculuğun başlangıcından sonuna her yönüyle dışarıdaki kendilik yansıması ile içsel sürece bakışın ve uyanış arayışının temsili bir ifadesi. Deniz Ağbulut Hakkında ; 1978 İstanbul doğumlu. 2003 yılında Marmara Üniversitesi İktisat bölümünden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümünde eğitimine devam ediyor. 15 yıl süreyle çok uluslu ve yerel firmaların İnsan kaynakları, İş geliştirme ve Operasyon departmanlarında yönetici konumunda görev aldı. Bu dönemde motivasyon, işe uyum ve gelişim odaklı eğitimler vermeye başladı ve 500’e yakın kişiye eğitim verdi. 2014-2015 yılı kemoterapi tedavisi sürecinde sanat malzemesi seramik ile tanışması, sanat aracılığıyla içsel dönüşüm yolculuğuna farklı bir yön verdi. 4 yıl süreyle özel ve MEB bağlı kurslardan seramik eğitimi aldı. Bir yandan da farklı atölyelerde eğitimler vermeye başladı ve kendi sanatsal üretimlerine devam etti. Bu yolculuğun bir evresinde “Sanat iyileştirir” öğretisiyle devam eden Sanat Psikoterapileri Derneği üyeleri ile yolları kesişti. Sonrasında İstanbul Tıp Fakültesi Sosyal Psikiyatri servisinde Doç. Dr. Nurhan Eren süpervizyonluğunda “Sanat Terapi” atölyelerinde gönüllü olarak yer almaya başladı. Sanat Terapi Koçluğu ve Sanat Terapi Uygulayıcısı eğitimi, Masal terapi, Oyun terapileri, Aile danışmanlığında psikodrama, Dans ve hareket terapisi eğitimi, Çocuk ve Ergenlerde Projektif Çizim Testleri ve Dikkat ve Bellek Testleri Uygulayıcı Eğitimi almıştır. Çocuklar ve yetişkinlerle seramik atölyesi çalışmaları ile son 1 yıldır farkındalık temelli atölyeler gerçekleştiriyor.
0 Comments
Calling (2021) Porselen Obje // Asuman Aktüy, Seramik Sanatçısı ve Sanat Terapisi Uygulayıcısı10/6/2021 Calling sesleniş davet…Hissedilen duyguların araştırılması ve gömük kalmış duyguları dinleme halini temsil eder.
Porselen nesne performans, interaktif katılım içeren atölye çalışmaları için üretilmiştir. Nesne, bir steteskop gibi alçak seslerin işitilmesini sağlar. Bedende farklı yerlere (kulağa, kalbe, boyna, vb.) yerleştirilir ve içerisi dinlenir. Bu yolla, gömük sesler duyulur hale gelir, sesler performans dahilinde birbiriyle harmanlanır/çarpıştırılır. Calling yasın içinde kalmaya, yas barındırdığı duygulara kulak vermeye ve odaklanmaya davet çıkarıyor. Ev, sosyal varlığımızın ilk kabuğu;düşlerimize, korkularımıza, unutmamak için sarilacağımız mutluluk imgelerimiz kadar arınmaya çalışacağımız huzursuzluklarımızın da ilk imalathanesi... Aile evi, bizden önce, bizim için kurgulanan; kişi, mekan ve nesnelerle onun içinde kurduğumuz ilişkilerin orada öğrendiğimiz biçimiyle toplumsal olarak yeniden üretileceği ilk sahne... Kimlik, benlik, aidiyet ;güven, korunma, barınma, çoğalma gibi kök salmaya dair ne varsa; kayı, korku, ezilme; tekinsizlik, tedirginlik, kaybetme, eksilme gibi kopmaya dair ne varsa katlanır, çarpışır, devinir durur evlerde. Zamanı bölüp aralarına sığdıran duvarlar bizi de birleştirip birleştirip dağıtır. Kişilerle, nesnelerle temaslarımızın zaman dilimleriyle harmanı, anılarımızı üretir. Evin içindeki olaylar bütününün iç defterimize yazıldığı nispette algılarız dışardaki olgulari. Sevmek, kizmak, bilmek, olmak, ölmek... Uyum ve çelişki içeren her seyi ilk orda deneyimleriz. Ev içimize siner. Ona varmak istedigimiz kadar ondan kaçmak da isteriz. Sedef´in evleri, aile evinin imgeleri içinden ona en çok batanlarla kurguladığı sembolik sahnelerdir. Malzemesi pişmiş toprak kalıcılıkla, sağlamlıkla, “yapi“nin kültürel geçmişiyle ilişkilenir. Öte yandan biçimlerin tekinsizligi, tabuta benzerliği, eksik duvarların hırpalanmış kutular misali muhafaza etmeleri gerekeni (“mahrem“i )açık etmeleri derin bir huzursuzluğa işaret eder. Pek çok insan için güvenin, huzurun temsili sayılan çatı. Sedef`in elinde bu huzursuzluğu tarif eden oklara dönüşmüştür. Evden verilen kayıplarla yüzleşememenin; çocuklukta anlamlandırıp sindirilemeyen var olma - yok olma çatışmasının yarattığı kaygıdır bunun temeli. Çatıları, selvileri, uzayan saçları sivriltir, duvarların, mezar taşlarının sert köşeleriyle pekiştirir biçim dilini. İçine batanları bize bu dille kurguladıklarıyla aktarmayı seçer. Bize içlerini açtığı sahne gibi kurulmus evler bütünü Sedef`in kendi içindekilere düzenlediği geç kalmış bir uğurlamadır aslında. Aslimay Atlay Göney Kasim 2018 Esslingen
İzlediğiniz video'da, çocukluğumdan itibaren yaşadığım aile büyüklerinin kaybı üzerine en son 10 yıl önce babamın kaybının bende yarattığı hislerden ve ortaya çıkan işlerimden bahsetmek istiyorum. Öncelikle babamın kaybı bende uzun süren bir yas ve derin bir boşluk bıraktı, bunun sonucu olarak durmadan ürettim, sorguladım, yeni işler, yeni semboller çıktı bu yolculukta. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan resimlerimi video üzerinden anlatarak sizlerle paylaşıyorum.
Selin Göksel Hakkında: Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Bölümü’nde Yüksek Lisansı'nı tamamlamıştır. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden pedagojik formasyon sertifikasını aldıktan sonra Kemerburgaz Gymboree Play&Music, Enka Okulları ve Hisar Okullarında resim öğretmenliği yaptı. 2003-2013 yılları arasında Öteki Psikoterapi, Nirengi, Davranış Bilimleri ve Arkabahçe’de düzenlenen bir çok sanat terapisi eğitimine katıldı. Farklı yaş gruplarından öğrencilere sanat terapisi tekniklerini kullanarak özel dersler vermektedir. Ayrıca, lise öğrencilerine yurtdışı sanat üniversiteleri için portfolyo danışmanlığı yapmaktadır. 2018 Yılından beri, Sanat Psikoterapileri Derneği asil üyesidir. İstanbul Sanatla Yaşam'la beraber Sanat Terapisi Eğitim Programları tasarlamaktadır. 2015 yılında yayınlanan Dr. Olcay Güner'in yazdığı “Ben Üçüncüymüşüm” ve “Kork Benden Kaygı” isimli iki adet çocuk kitabını resimlemiştir. Nişantaşı’ndaki ev-atölyesinde, resim, baskı resim ve heykellerini üretmeye devam etmektedir. www.selingoksel.com sanal sanat galerisi üzerinden çalışmaları izlenebilmektedir. Dönüşen, Kabolan Kent (2021) Duygu Seda Tomru, MA Dramaturg ve Dans/Hareket Terapisi Uygulayıcısı9/23/2021 "Dönüşen, Kaybolan Kent" adlı video; İstanbul'daki kentsel dönüşüm projeleri nedeniyle yaşanan kayıplar ve yas hissine odaklanmış bir çalışmadır. Video 2012-2021 yılları arasında İstanbul'un farklı yerlerinde çekilen fotografları, İstanbullu bir kadının kendi hislerini, çağrışımlarını paylaştığı bir metni ve kentsel dönüşüm konulu bilimsel makalelerden alıntıları kapsamaktadır. Kentsel dönüşüm yaşayan insanlara, hayvanlara, ağaçlara, bitki örtüsüne, yitirilen ekosisteme, dönüşen semtlere, mahallelere, sokaklara ve İstanbul'a ithaf edilmiştir
Duygu Seda Tomru Hakkında: İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nden lisans ve yüksek lisans mezunudur. Türkiye'deki çeşitli üniversitelerde konuk öğretim görevlisi olarak “Yaratıcı Drama”, "Reji ve Oyunculuk Kuramları", "Dramaturji" konulu dersler vermiştir. 2013 yılından bu yana Sanat Terapisi alanında da uzmanlaşmayı seçmiştir. Yurtiçi ve yurtdışında 'Klinik'te Dans Hareket Terapisi', ‘Ruhsal Bozukluklarda Sanat Psikoterapileri’, 'Hareket Temelli Dışavurumcu Sanatlar ile Terapi', “Logo Terapi ve Varoluşçu Analiz “ konulu eğitimleri tamamlamıştır. 2018 yılından bu yana çocuklar ve gençler ile yürüttüğü çalışmaların yanı sıra yetişkinler ile 'Sanat Aracılığıyla Farkındalık ve Anlam Odaklı Atölye Çalışmaları' gerçekleştirmektedir.. |