Ona varmak istedigimiz kadar ondan kaçmak da isteriz.
Sedef´in evleri, aile evinin imgeleri içinden ona en çok batanlarla kurguladığı sembolik sahnelerdir. Malzemesi pişmiş toprak kalıcılıkla, sağlamlıkla, “yapi“nin kültürel geçmişiyle ilişkilenir. Öte yandan biçimlerin tekinsizligi, tabuta benzerliği, eksik duvarların hırpalanmış kutular misali muhafaza etmeleri gerekeni (“mahrem“i )açık etmeleri derin bir huzursuzluğa işaret eder. Pek çok insan için güvenin, huzurun temsili sayılan çatı. Sedef`in elinde bu huzursuzluğu tarif eden oklara dönüşmüştür. Evden verilen kayıplarla yüzleşememenin; çocuklukta anlamlandırıp sindirilemeyen var olma - yok olma çatışmasının yarattığı kaygıdır bunun temeli. Çatıları, selvileri, uzayan saçları sivriltir, duvarların, mezar taşlarının sert köşeleriyle pekiştirir biçim dilini. İçine batanları bize bu dille kurguladıklarıyla aktarmayı seçer. Bize içlerini açtığı sahne gibi kurulmus evler bütünü Sedef`in kendi içindekilere düzenlediği geç kalmış bir uğurlamadır aslında.
Aslimay Atlay Göney
Kasim 2018
Esslingen

0aceb150-1712-4f3d-bcc7-b8e58b53a72c.pdf |